29 Temmuz 2011 Cuma

HAZIRMIYIZ

 
 
 
 
Hayatımızı Gözden Geçirme Devresine mi Girdik?
 
Hiç şüpheniz olmasın, içinde bulunduğumuz üç aylar, sene içinde kendini hesaba çekme ve hayatını gözden geçirme devresidir. İnsanın yaşayışını günahıyla sevabıyla şöyle bir gözden geçirmesi, geçmişine tefekkürle bakıp geleceğine de tedbirler alması vaktidir bu günler..Üç ayların başında iç dünyasına dönenler, hayatının geçen sene ve aylarını gözden geçirerek dini hayatına yeniden bir çekidüzen verenler, yaklaştığımız Ramazan'daki bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'nden istifadeye kendilerini tam hazırlayanlar olarak görülürler. Yeter ki üç ayların başından itibaren böyle bir nefs muhasebesi başlatsın, nefsine şu soruları sorup içinden gelen cevapları dikkatle dinlesin:
 
- İbadet ve iyiliklerin sevabını on'dan yedi yüze kadar yükselten üç aylar girdi, var mı kendimi yenileme ve ilerleme karar ve azmim? Allah için neler yapıyor, hayatımı nelerle değerlendiriyorum? Yaşadığım aylar seneler gerçekten de hedefini buluyor, gayesine uygun şekilde sürüyor mu? Vicdanen müsterih miyim hayatımın geçen senelerinden? Bu sorular ve cevapları önemlidir. Toplumdaki yerimiz ve meşguliyetlerimiz düşünülmelidir. Değerli bir irşat eseri olan Tenbihü'l-gafilin'de insanların meşguliyetleri tarif edilirken şöyle bir sıralama yapılarak denir ki:
 
- İnsanlar ya hayır kapılarını aralayanlardan ya da şer kapılarını zorlayanlardan olurlar. Bundan sonra da konu şöyle bağlanır:
 
- Müjdeler olsun o kimseye ki, hayır kapılarını aralayanlardan olurlar. Eyvahlar olsun o kimseye ki, şer kapılarını zorlayanların içinde yer alırlar..Biz de üç aylardaki nefs muhasebesinde hayatımıza böyle bir değerlendirme ile de bakabiliriz:
 
- Bu iki sınıfın hangisinde görünmekteyim ben, diyebiliriz? Hayır kapılarını aralayanlardan mıyım, yoksa şer kapılarını zorlayanlardan mı? Acaba ben hangi meşguliyetle tüketiyorum hayatımı?Akla gelebilir ki:
 
- Ne bileceğiz hayır kapılarını açanların arasında mıyız, yoksa şer kapılarını zorlayanların içinde mi? Bunu anlamak zor olmasa gerektir. Meşgul olduğunuz işe bakın, ilgi gösterdiğiniz konulara nazar edin. İşte o zaman anlarsınız nelerle meşgul olup kimlere destek verdiğinizi.. Müjdeler olsun denecek bir faydalı hizmetin ucundan bucağından mı tutuyorsunuz, yoksa eyvahlar olsun dedirtecek bir ilgisizlik ve bilgisizlik içinde günahlarla mı tüketiyorsunuz hayatınızı?..Sakın kendi kendinize yapacağınız bu iç muhasebeyi basite alıp da dudak büküp geçmeyiniz.. Unutmayın böyle mübarek ayların girişinde yapılamayacaksa bu hayatımızı değerlendirme muhasebesi, ne zaman yapılacak?. Geçmişimizle geleceğimizi bugün düşünmeyeceksek ne zaman düşüneceğiz, hayatımızın muhasebesini ne zaman yapacağız?.
 
Unutulmamalı ki, hayatımızın değeri, meşgul olduğumuz işlerle anlaşılır. Dini hassasiyetimiz artıyor da hep hayırla meşgul oluyorsak hayatımız değerini buluyor, hedefine yöneliyor demektir. İslami hassasiyetimiz artmıyor, sevaplı ve hayırlı işlerle meşgul olmuyor, Allah için hizmete değer vermiyorsak, hayatımızı ne ile değerlendiriyor, ne ile hedefine vardığını kabul ediyoruz, bunun da izahını yapmamız icap eder. Kalbimizi, gönlümüzü, vicdanımızı susturamayız. İçimizdeki ses bizi ikaz eder. İsterseniz dönün içinize de gelen sesi bir dinleyin lütfen; bakın neler diyor:
 
- Hayatın tam hedefini bulmuyor, gayesine tam ermiyor! Dini hassasiyetin artmıyor, bir hayırlı işin ucundan bucağından tam olarak tutmuyor, Hakk'a yarar bir işin sahibi olmuyorsun! Sadece nefsini düşünüyor, yalnızca şahsi menfaatin için yaşıyorsun. Yarın mahşerde bu hayat nimetinin hesabını hangi hizmet ve himmetinle vereceksin? Neden düşünmüyorsun?İşte bunları tam düşünme devresindeyiz bu günlerde.Sakın bu değerlendirmeleri basite alıp da hele bakalım diyerek dudağını büküp geçme. Bu nefs muhasebesi şimdi değilse ne zaman? Efendimiz'in (sas) ikazını hep birlikte dinleyelim:
 
- "Hasibü kable en tühasebu!" Orada hesaba çekilmeden önce burada hesaba çekin kendinizi! Yoksa yarın çok geç olabilir.
 
 ALINTI (ZAHİDAN)

Hiç yorum yok: